20 yıl öncesine kadar sadece filmlerde gördüğümüz birçok otomobil çeşidini ve özelliklerini yavaş yavaş hayatımızda görmeye başladık. Uzay mekiğine benzeyen otomobil modelleri, üstün hız ve performans gösteren araçlar, elektrikli modeller derken şimdi sırada uçan araba modelleri var. Son 20 yılda hem teknolojik gelişmelerin hızlanması hem de otomotiv sektörüne olan ilgi ve beklentinin yükselmesi, otomotiv firmalarının çok daha fazla çalışmasına neden oldu. Genelde bu zamana kadar birçok otomotiv firması keşfettikleri özelliklerin birçoğunu adım adım otomobillere aktarıp piyasaya sürüyordu. Şimdilerde teknolojinin gelişimi ve otomotiv sektöründe olan rekabet ve Pazar payı, otomotiv firmalarının daha cesur ve daha hızlı hareket etmesine neden oluyor. Bu durum doğrudan kullanıcıya yarıyor dersek yeridir.
Daha birkaç yıl önce elektrikli otomobil üretme planını ileri bir tarihe ertelemişti. Ancak markalar, Tesla firmasının ani bir şekilde elektrikli otomobil pazarına dahil olması ile bu ertelenen planlarını öne çekti. Birçok firma kısa ve orta vadeli planlarının arasına elektrikli otomobil üretimini koymuş ve bu pazardan en yüksek payı almak için çalışmalarını hızlandırmıştı.
Şimdi film sahnelerinden gördüğümüz bir gelişme daha hayata geçiyor. Uçan araba olarak bilinen ve kısa süre önce hayal olarak kabul edilen bu teknolojik gelişmeye dair somut çalışmalar yapılmaya başlıyor.
Bu noktada Amerikan Supernal firmasıyla ortaklaşa bir konsept geliştiriliyor. Bu geliştirilen eVTOL adlı konsept, 2028 yılından itibaren Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da ticari olarak resmi tanıtımı gerçekleştirilecek ve satışa sunulacak. eVTOL adlı konsept, Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı’nda tanıtıldı. EVTOL, Hyundai tarafından sertifikalandırmaya çalışırkenSupernal da kabin konseptini oluşturmak için grubun tasarım stüdyolarıyla ortak bir çalışma gerçekleştirdi. Bu sayede daha farklı bakış açısı ve daha hızlı bir üretim sürecine giren konsept kısa süre içerisinde kendisini gösterecek. Hyundai ve Supernal şirketleri arasında ortaklık kısa sürede geliştirildi. Bu ortaklık sadece eVTOL adlı konsept ile sınırlı değil. Aynı zamanda otomotiv parçaları, inşaat, robotik ve otonom sürüşü kapsayan 50’den fazla bağlı kuruluşla da işbirliği yapılacağı belirtiliyor.
Şimdilik ilk adımları atılan eVTOL’ün yaygın bir ulaşım aracına dönüşmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Bu doğrultuda yolcu deneyiminden diğer düzenlemelere ve altyapıya kadar her detayın en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi ve test edilmesi bu teknolojinin daha güvenli olmasını sağlayacak. Her iki firma aslında bu anlaşma ile birbirlerinin gücünden yararlanacak. İlk olarak Hyundai, Supernal firmasının kabin tasarımı ve diğer teknolojilerinden destek alırken, şimdi de Hyundai Motor Grubu’nun mobilite yeteneklerinden yararlanan Supernal ise önümüzdeki yıllarda endüstrinin büyümesi için mevcut kaynaklara önceden yatırım yaparak bu etkileşimin karşılıklı olduğunu gösteriyor.
Uçan araba konseptinde ilk tasarımın Supernal’in beş koltuklu yeni nesil kabin konsepti olduğunu görüyoruz. Bu konseptte en konforlu uçaklardaki yolcu deneyimi sunulurken aynı zamanda daha ekonomik fiyat politikasıyla da ticari havacılığın yönünü değiştiriyor. Bu tasarımın sadece konfor ve ucuzluk anlamında bir artısı yok. Bu tasarım aynı zamanda en yüksek havacılık güvenlik standartlarını karşılıyor. Birçok yönü ile öne çıkan tasarımda, her şeyden önce güvenlik felsefesini göz önünde bulunduruluyor. Hyundai bu tasarım ve geliştirmeler ile günlük kullanımla beraber hayatı kolaylaştırmayı hedefliyor. Şimdilik ürkütücü görünse de aslında uçaklardan daha kullanışlı olacağı tahmin edilen bu uçan araba konseptinin hava yolu ulaşımında çığır açması bekleniyor.
Uçan araba konseptinden en önemli noktalardan biri aracın ağırlığı ve denge merkezi olacak. Bu doğrultuda firmaların mühendis ve tasarımcılardan oluşan ekip, karbon fiberden yapılmış hafif kabini oluşturmak için otomotiv endüstrisinin en son tasarım çalışmalarını ve teknolojilerini kullandı. Otomotivlerde kullanılan ve araca farklı bir hava katan sunrooflar, bu konseptin tasarımına da ilham verdi. Sunroof tasarımına benzer bir tasarım ile karşımıza çıkan konseptte tavan lambaları da farklı bir aydınlatma kombinasyonu oluşturuyor. Oluşturulan bu tasarıma ışık terapisi adı veriliyor. Bu ışık terapisi adlı teknoloji, uçuşun çeşitli aşamalarına göre ayarlanabilme özelliğine sahip. Kabin tasarımında yüksek paylar, eşya taşıma alanları ve geniş bagaj hacminin dışında ferah bir yaşam alanı sunuluyor. Önümüzdeki günlerde uçan araba konseptine ve teknolojisine dair daha birçok farklı çalışma duyacağız.
Araç Karşılaştırma sayfamızdan birbirinden farklı özelliklere sahip araçlara göz atabilir dilediğiniz araçları karşılaştırabilirsiniz. Sıfır araç kampanyaları incelemek için kampanyalı araçlar sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.